Diz eklem osteoartriti (kireçlenme) diğer eklemlere göre daha fazla şikayet ve sağlık kuruluşlarına başvuru sebebi oluşturur. Toplumların ortalama yaşam sürelerinin artışı ve obezite gibi diğer faktörler kireçlenme oranını arttırmaktadır. Ağrının artması günlük yaşam kalitesini düşürmekte, ayrıca da aktiviteyi engellemesi nedeniyle de sosyal ve psikolojik durumlara sebebiyet verir. Diz eklem kıkırdak ve kemik dokularındaki yıkım, hasar eklemdeki şişliği arttırmakta yaşamın inaktif hale gelmesine sebep olmaktadır.
Diz ekleminde kireçlenmeye bağlı ağrının geçirilmesinde son yıllarda artan oranlarda PRP uygulaması güncel hale gelmiştir. PRP ( Platelet- Riched- Plasma) ‘nin anlamı trombositden zenginleştirilmiş serum anlamına gelmektedir. Kişinin damarlarından alınan az miktarda ki kan laboratuvar işlemlerinden geçirilir. Bu işlemle normal sağlılıklı bir bireydeki trombosit sayısının 5 katı konsantrasyonunda serum elde edilir. Konsantre kısım diz eklem içine enjekte edilerek PRP işlemi uygulaması olur. Dize verilen sıvının içerisindeki alfa granüllerinden GF ( growth factor) iyileştiren faktörler ortama salgılanır. İlk 10 dakika içinde bu faktörlerin %70’i, 1 saat için de de tamamının salgılandığı gösterilmiştir. Salgılanan faktörler zarar görmüş kıkırdak dokularının iyileşmelerinde rol almaktadır.
Bu uygulamada alerjik veya sistemik hiçbir yan etki görülmez. Ancak eklem içi enjeksiyona bağlı enfeksiyon, hafif ağrı görülebilir.
Bu konuda tam bir fikir birliği olmamakla birlikte 1 veya 2 sefer uygulama diz eklem sertliğini ve ağrıyı geçirdiği gözlenmiştir. 2 veya 3 haftada bir uygulama tekrarlanmalıdır.
Enjeksiyondan 6 ay sonra ağrıda tekrar artışlar gözlemlenmiştir. Hastanın durumuna göre 6 ay – 1 sene arasında tekrarlamak mümkündür.
Diz eklemindeki ağrı ve sertliği iyileştirici etkisi bilimsel çalışmalarda belirtilmektedir. Ayrıca eklem içerisine uygulanan hyaluronik asit uygulamasından daha etkili olduğu gösterilmiştir.
Yapılan bilimsel çalışmalarda 24 haftanın sonunda hastaların %84’ünde ağrının %25 den fazla azaldığı gözlemlenmiştir.
Kesinlikle PRP Kök hücre tedavisi ile eş değer, benzer bir tedavi yöntemi değildir.